BEYİN SPORU - ZEKA OYUNLARI EĞİTİMİ


21. Yüzyıl becerileri diye benimsenmiş eğitim yaklaşımı; insanın maddi dünyada başarabildikleri ölçüde, bireyin gelişimi ve olgunlaşması anlayışını getirmiştir. Bireye maddi başarılarıyla yaklaşmak, sadece bizim tarihimize ve zengin medeniyet mirasımıza değil beşerî mirasa da uygun düşmez. Oysa eğitim mekanik değil, insan odaklıdır. Esasen eğitimin merkezinde ‘insan’ vardır. İnsan; madde ve manâyla birlikte kuşatılan bir bütündür. Kısaca insan; ruh, kalp, akıl, madde ve bedeniyle bir bütünü temsil eder. Sürekli olarak dillendirdiğimiz insan odaklı eğitim anlayışının nihaî noktası; bilgi-varlık birlikteliğini, ahlâk anlayışıyla taçlandırmaktır. Çift kanatlı yaklaşım dediğimiz kavram da budur.

Çağımızda “bilmek” tek başına yeterli değildir. Bilgiyi kullanmak, yeni bilgiler üretmek gerekir. Yeni bir fikir bulmak, tasarlamak, tasarıları hayata geçirmek beynin en önemli gücüdür. Bu gücü, madde ve manâyı kucaklayacak şekilde iyiyi, doğruyu, güzeli bulmak için kullanmaya kanalize etmek gerekir.

Düşünme ve problem çözme becerilerimizin merkezi olan beynimiz, sağlıklı çalışabilmek için düzenli uyku ve dengeli beslenmeye ihtiyaç duyar. Nasıl ki beden sporlarıyla bedenimizi dinç ve sağlıklı tutuyorsak beyin sporlarıyla da beynimizi dinç ve sağlıklı tutarız.

Eğlenerek öğrenmeyi sağlayan beyin sporları, çocuklarımızın zihinlerini açan ve yeni şeyler öğrenmelerini sağlayan oyunlardır. Bu oyunlar, çocuklarımızın yeteneklerini geliştirir ve yeni yetenekler kazanmalarını sağlar. Hızlı karar verme, bir sonraki adımı düşünme ve olasılık hesaplama mantığını geliştirme noktasında oldukça faydalıdırlar.

Çift kanatlı eğitim yaklaşımımızdaki saç ayaklarından biri olan karakter gelişimine de olumlu katıklar sunan beyin sporları, çocukların planlı hareket etme becerilerini geliştiren ve kötü alışkanlıkların önüne geçen, kendine olan güveni arttırırken kendi sınırlarını tanımasını da sağlayan, emek vermeyi ve sabretmeyi öngören adeta yaşayan eğlenceli eğitim materyalidirler.

Düzenli beyin sporları yapan çocukların, ezberci değil araştırmacı ve meraklı olduğu gözlenmiştir. Sorgulayıcı bir tavır içinde olmaya başlayan çocuk, yeteneklerini ve yaratıcılığını geliştirmek için araştırmayı seven bir birey haline gelir. Aynı zamanda konsantrasyonu yüksek, öngörüsü güçlü, çözüm üretme ve çok yönlü düşünme yeteneği gelişmiş, başarısızlık karşısında yılmadan tekrar denemeyi bilen, sistemli düşünebilen bireyler olurken gerçek hayatla örtüşen deneyimleri neden sonuç ilişkisi içinde çözme imkânı bulmaktadırlar. Bu yolla ezbercilikten uzaklaşan ve araştırmacı olan çocuk, okul hayatında daha başarılı olmakta ve yeteneklerinin sınırlarını zorlamaktadır. Farklı düşünerek fark yaratan çocuklar, fark yaratan bir toplum, fark yaratan bir gelecek demektir. Atalarımız “Zeka kafanın içindeki altın madenidir.” demişler. Bizler beyin sporlarıyla zekayı ne kadar güçlendirebiliyor, onu işleyebiliyorsak ve çok yönlü çalışmasına zemin hazırlayabiliyorsak kendimizi o kadar başarılı ve mutlu hissedeceğiz.

Dünya bir oyun sahnesidir. Bizler de birer oyuncuyuz. Her iş bir oyun olarak görülebilir. Böyle yapanlar hem o işi kaygıya kapılmadan, doğru soru ve yöntemlerle daha iyi planlarlar hem de yaptıkları işten zevk alırlar. Kaybedilen her oyun, sonraki oyunlar için yeni öğrenme deneyimleri ve umutlar doğurur. İşini oyun gibi görenler, olumsuzluklar karşısında yeni hamleleri umutla hesaplarlar.

Çocuklarımızın düşünmeyi, merak etmeyi, sorgulamayı, sistemli çalışmayı, kurallara uymayı tıpkı fiziksel egzersizler gibi davranış haline getirmesi ve analitik becerilerinin gelişmesi için sizlere, elinizde tuttuğunuz “Beyin Sporları” kitabını sunuyoruz.

KİTABA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN